محتسب مستی به ره دید و گریبانش گرفت
مست گفت ای دوست این پیراهن است افسار نیست
Muhtesip sarhoş birisini yolda gördü ve yakasına yapıştı
Sarhoş dedi "arkadaş bu yular değil, gömlektir"
گفت مستی زان سبب افتان و خیزان میروی
گفت جرمِ راه رفتن نیست ره هموار نیست
Muhtesip) dedi sen sarhoşsun, bu yüzden eğri yürüyorsun
Dedi: yürümekte sorun yok, yol düz değil!
گفت می باید تو را تا خانه قاضی برم
گفت رو صبح آی قاضی نیمه شب بیدار نیست
(Muhtesip) dedi seni Kadı'nın evine götürmeliyim
Dedi: git de sabah gel, kadı gece yarısı uyanık olmaz!
گفت نزدیک است والی را سرای آنجا شویم
گفت والی از کجا در خانه خمار نیست
(Muhtesip) dedi: vali bu yakında, kalk onun sarayına gidelim
Dedi: valinin meyhanede olmadığını nereden biliyorsun?!
گفت تا داروغه را گوییم در مسجد بخواب
گفت مسجد خوابگاهِ مردم بدکار نیست
(Muhtesip) dedi: şehir hâkimine ihbar edinceye kadar seni camiye alalım
Dedi: cami kötü insanların yatacağı yer değildir
گفت دیناری بده پنهان و خود را وا رهان
گفت کار شرع کار درهم و دینار نیست
(Muhtesip) dedi: gizlice bir Dinar ver de kurtar kendini
Dedi: şeriat işi Dirhem, Dinarın ile çözülmez!
گفت آنقدر مستی زهی از سر در افتادت کلاه
گفت در سر عقل باید بی کلاهی عار نیست
(Muhtesip) dedi: öyle bir sarhoşsun ki başından külahın düştüğünü görmüyorsun?
Dedi: başta akıl olması lazım, külahsızlık ayıp değildir
(گفت می بسیار خوردی زان چنین بیخود شدی
گفت ای بیهوده گو حرف کم و بسیار نیست)
((Muhtesip) dedi: çok şarap içmişsin, onun için ne yaptığını bilmiyorsun
Dedi: ey boş konuşan, konu çok ya da az içme konusu değildir
گفت باید حد زند هشیار مردم مست را
گفت هشیاری بیار اینجا کسی هشیار نیست
Muhtesip) dedi: ayık olanların had vurması lazım sarhoşlara
Dedi: bir ayık getir buraya, burada bir ayık göremiyoru
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder